SEVGİLİLER GÜNÜ
Tabii ki ve
tabii ki Roma’dan geliyor. Şaşırdık mı? Hayır! Tanzanya’dan çıkacak değildi,
koskoca aşk yuvası İtalya dururken. Yanlış anlaşılmasın, Tanzanya’yı tabii ki
küçümsemiyorum. Ama onlarda aşk, dişinin kavuğunu doldurana kadar… J
Şaka bir
yana, yıllardır sorgusuz sualsiz kutluyoruz. Merak ettim ve 14 Şubat Sevgililer Günü tarihçesine
şöyle bir göz attım.
Birçok
rivayet var. En çok bilinen ve genel olarak kabul gören hikaye, Saint Valentinus ( Aziz Valentine )adlı bir din adamının, aşıklar uğruna kendini feda
etmesi üzerine; bu günün bayram olarak kutlanması… Birçok ülkede kutlanan Sevgililer Günü’nün kökeni, III.
Yüzyıl’a dayanıyormuş. 14 Şubat 270
tarihinden bu yana kutlanıyormuş, inanabiliyor musunuz? O dönemin Roma
imparatoru II. Claudius savaş ve askerlik tutkunuymuş. Bu tutkusu öyle bir hale
gelmiş ki, askerliğe engel oluyor diye evliliği yasaklamış. Düşünceye bakar
mısınız?! Hatta neredeyse aşk yasak hale gelmiş. ‘Zalim’ diye tanınan Claudius’un
bu yasağı üzerine ülkede kimse sevgilisine
kavuşamaz olmuş. Askerde o savaşı kazanmak için şevk kalmaz ki. dönmek için bir
sebebi yok çünkü… Tamam, ana baba var. Ama aşk
azmi diye de bir gerçek var. Zaten alayı aşk acısı çekiyor, gözleri ne top
ne tüfek görür yavrucağızların… Neyse, konumuza geleyim. Zalim Claudius evlilik
yasağının ardından, tüm halkın 12 Tanrı inancını devam ettirmesi, bu inancın asimile
olmaması için Hristiyanlarla birlikte olmayı da katiyetle yasaklamış. Bu emre
itaatsizlik edenlerin ölümle cezalandırılmalarını emretmiş. Fakat aşkın sembolü
haline gelen, Aziz Valentine; genç
çiftleri evlendirmeye gizlice devam etmiş. Bundan haberdar olan Zalim Claudius emre
itaatsizlikten Aziz Valentine’in
idamını ilan etmiş ve idam süresine kadar hapishaneye kapatılmasını emretmiş.
Hapishanedeki gardiyan, Aziz Valentine’in
anlattığı İsa ile ilgili hikayelerden birinde körlerin gözlerinin açıldığını
duyunca; doğuştan kör olan, güzeller güzeli kız kardeşi Julia’yı gizlice Aziz Valentine’in yanına getirmiş.
Julia’nın görmeyen gözlerine rehberlik eden Valentine, onu bilgeliğiyle aydınlatmış. Ona Tanrı’ya yönelmeyi
öğretmiş. Bir gün dua ederlerken, Julia her gece görebilmek için dua ettiğini söylemiş.
Peder dua etmeye devam etmesini söylemiş. Ve odayı bir anda göz kamaştırıcı
ışıklar sarmış. Julia coşkuyla bağırmaya başlamış: Görüyorum, görüyorum.
*
Ertesi gün, Valentinus’un ölüm emri gelmiş. Bunun
üzerine peder, Julia’ya bir mektup yazmış. Mektupta ona olan aşkını itiraf
etmiş. Ve 14 Şubat 270 tarihinde idam edilmiş. Bunun üzerine o günden bugüne, 14 Şubat; Aziz Valentine olarak anılan
bayram günü ilan edilmiş. Ve pederin aşk mektubu anısına, çiftler Sevgililer Günü’nde birbirlerine güzel
sözler yazan notlar vermişler.
*
Güzeller
güzeli Julia, pederin mezarının
başına pembe çiçekler açan badem ağacı dikmiş.
Bu sebeple,
badem ağacı bugün zihinlerde sevgi sembolü olarak canlanıyormuş.
İşte bugün eğlencelerle doldurduğumuz 14 Şubat’ın
böyle acıklı bir aşk hikayesi varmış. Okuduk, araştırdık, öğrendik, paylaştık.
Sevgiyle kalın dostlar…